Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Almacıoğlu, çocuklarda, her yaz olduğu gibi bu yaz döneminde de dizanteri (kusma, ishal, ateş, karın ağrısı) tablosuyla yaygın olarak karşılaştıklarını söyledi.
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Almacıoğlu, çocuklarda, her yaz olduğu gibi bu yaz döneminde de dizanteri (kusma, ishal, ateş, karın ağrısı) tablosuyla yaygın olarak karşılaştıklarını söyledi.
Yaz ishalleri ve gıda temizliği konusunda anne ve babalara uyarılarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Yaz aylarında ishallerin daha fazla görülmesinin temel nedeni, hava sıcaklığının artışı ile su buharlaşmasının daha fazla olması, basınç farkı ile kanalizasyon sularının durağan sulara karışması ve bu kirli suların içme, yıkanma, sebze-meyve yıkama suları ile vücudumuza mikroorganizmaların girmesidir” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, diğer bir bulaşma nedenin ise çocukların ortak kullanımı olan parklarda ve yüzme havuzlarında yüzey teması yoluyla olduğunu kaydetti.
Bu duruma sıklıkla neden olan bakteriler (E.coli ve Shigella), parazitler (Giardia ve Entemobea) ve virüsler (Rotavirüs, Adenovirüs ve Nörovirüs) gibi mikro-organizmaların yaygın görüldüğüna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, şöyle devam etti:
“Sık görülen etkenlerin laboratuvar ile tespiti toplum sağlığı açısından gereklidir. Ancak nispeten daha nadir olan etkenlerin tespit edilmesi zor, masraflı ve çoğu zaman gereksiz olabilmektedir.
Biz hekimler bir hastalığın yoğun olduğunu gözlemlediğimizde kaynağını her zaman sorgularız. Yaygın ishal nedenlerinde en sık bulaş yolu ‘tüm halkın kullandığı sudur. İshal şikâyeti ile başvuran hastalarımın aileleri ile yaptığım görüşmeler sonrası kuyu suyu tüketiminin, kullanımının yoğun olduğunu gözlemledim.”
Çocuklarının dizanteri tablosu ile başvuran birkaç ailenin; görüşmeler sırasında çimenleri kuyu suyu ile suladıklarını ve çocukların çimenlerde oynadıkları hafta sonu sonrası şikayetlerinin başladığını belirlediğini, diğer bir ailenin ise sebze-meyve yıkamasının kuyu suyu ile yapıldığını öğrendiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, “Her iki ailede yapılan kuyu suyu analizi sonucu ise kanalizasyon bulaşı olduğu saptandı ve kuyu için gerekli ilaçlamalar yapıldı” ifadelerini kullandı.
SEBZE VE MEYVELERİ YIKAMANIN AMACI
Sebze ve meyvelerin yıkanmasına ilişkin bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yıkamanın amacını bilmemiz çok önemli. Öncelikli olarak pestisit dediğimiz tarımsal ilaçların uzaklaştırılması, parafin denen meyve ve sebzelere parlaklık veren tabakanın giderilmesi, toprakta ve suda bulunan mikroorganizmalardan arındırılması, taşınma sırasında ve market raflarına temas sırasında üzerine eklenen mikroplardan arındırılmasıdır.
Birçok kaynak çeşitli yıkama önerilerinde bulunsa da (sirkeli, karbonatlı, gıda tipi hidrojen peroksitli su) yeterli çalışma elde edilememiştir. Ancak toplu besin hazırlamada sebze ve meyvelerin gıda tipi hidrojen peroksit kullanımını önerilmektedir.”
TEMEL KURAL, ELLERİN YIKANMASI İLE BAŞLAYAN SÜREÇ
Temel kuralın ellerin yıkanması ile başlayan temizlik süreci olduğuna vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Almacıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bol miktarda akan su ile sebze ve meyveleri ovalayarak yıkamak, gereği halinde fırça ile yüzey temizliğini sağlamak, suda bekletme ve tekrar suda bekletmek olarak özetleyebiliriz.
Mevsim itibarı ile karpuz ve kavun gibi sert dış kabuğu tüketilmeyen gıdaları da tüketmeden önce yıkamalı böylece kesim sırasında bıçak yolu ile içeri mikroorganizmaların bulaşını engellemeliyiz.”