Türk akademisyen kemiğin sağlamlığını ölçebilecek tıbbi cihaz prototipi geliştirdi.

Türk akademisyen kemiğin sağlamlığını ölçebilecek tıbbi cihaz prototipi geliştirdi.

Doç. Dr. Mustafa Ünal, kemik doku üzerine gerçekleştirdiği yüksek kalitedeki bilimsel çalışmaları sonucu, kemiğin sağlamlığını ölçebilecek yeni bir tıbbi cihaz prototipi geliştirdi.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Ünal, kemik doku üzerine gerçekleştirdiği yüksek kalitedeki bilimsel çalışmaları sonucu, kemiğin sağlamlığını ölçebilecek yeni bir tıbbi cihaz prototipi geliştirdi.

 

KMÜ Mühendislik Fakültesi ve Tıp Fakültesinde görev yapan öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Ünal, 6 yıl önce yurt dışında kemik erimesi ve eklem kireçlenmesi gibi ortopedik hastalıkların erken teşhisi için tıbbi cihaz geliştirme çalışmalarına başladı.

 

Sona geldiği bilimsel çalışmalarında kemik ve kıkırdak dokulardaki farklı yapılardaki su miktarını ve kolajen kalitesini ölçebilecek hassasiyete sahip yeni bir metot ve cihaz geliştiren Ünal, bu başarısı nedeniyle Avrupa Kalsifiye Doku Derneği Akademisine (ECTS-European Calcified Tissue Society Academy) seçilen ilk ve tek Türk bilim insanı oldu.

 

Ünal, cihazın üretilecek gelişmiş ilk prototipini gelecek birkaç yıl içerisinde tamamlamayı planlıyor.

 

Doç Dr. Ünal, AA muhabirine, bilimsel çalışmalarının, hastalıkların kemik ve kıkırdak dokunun temel bileşenlerini nasıl etkilediğini ortaya çıkarmak üzerine odaklandığını dile getirdi.

 

Kemik hastalıklarının tüm dünyada en büyük sağlık problemlerinden biri olduğunu ifade eden Ünal, şunları kaydetti:

 

“Ben de bu alandaki çalışmalarımla kemiklerimizin neden kırıldığını, ya da ‘kemik sağlamlığını ölçecek yeni bir tıbbi cihaz geliştirilebilir mi?’ soruları üzerine bilimsel çalışmalarımı sürdürüyorum. Çalışmalarımda biyolojik dokulardaki farklı yapılardaki su miktarını ve kolajen kalitesini ölçebilecek hassasiyete sahip yeni bir cihaz ve metot geliştirdim. Bu konu oldum olası benim ilgimi çeken bir konuydu. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimi almak için devlet bursuyla yurt dışına gittiğimde bu sağlık problemine odaklanmak istedim. ABD’de yüksek lisans eğitimimi alırken ilk kez bu alana giriş yaptım. Bu alandaki en büyük eksikliklerden birinin de kemik sağlamlığını en hassas ve doğru şekilde ölçecek bir cihazın eksikliğini görmemdi.”

 

- “ Bu cihazın ilk prototipini gelecek bir kaç yıl içerisinde tamamlayacağız”

 

Ünal, kemiğin sağlamlığını ölçebilecek tıbbi cihaz için TÜBİTAK’a başvurduğunu dile getirerek, “Cihaz için yaklaşık 6 yıldır çalışıyorum. Son geldiğimiz noktada cihazın ilk prototipini yurtdışında kadavralar üzerinde test etme şansımız oldu. TÜBİTAK’a gönderdiğimiz projelerin olumlu sonuçlanmasıyla, bu cihazın güncellenmiş ilk prototipini gelecek birkaç yıl içerisinde ülkemizde tamamlayıp, daha fazla hasta ve gönüllüler üzerinde deneyerek, nihai şeklini almasını sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.

 

Bir insanın kemiğinin kırılıp kırılmayacağının mevcut teknolojiyle hassas bir şekilde belirlenemediğini belirten Ünal, açıklamasını şöyle sürdürdü:

 

“Hastaların kullandıkları ilaçlardan fayda sağlayıp sağlamadıkları da tam anlamıyla bilinmiyor. Cihazın tamamlanmasıyla, kemik kırılma riski yüksek olan insanların daha hassas bir şekilde belirlenmesi, hastaların da tedaviden ne düzeyde bir sonuç aldığı veya alamadığı konusunda bize önemli bilgiler verecek. Halen üzerinde çalıştığımız cihazın dünyada bir benzeri yok. Bu cihazı ülkemizde üretebilirsek, bu hem ülkemiz için hem de dünyamız için önemli bir gelişme olacak.”

 

Bu çalışmalarındaki başarısı nedeniyle, kemik araştırmaları üzerine faaliyet gösteren Avrupa’nın en saygın bilim derneği olan ECTS’nin bilim akademisine seçildiğini dile getiren Ünal, akademiye seçilmesinin bu alanda yaptığı çalışmaların mükemmeliyetinin bir göstergesi olduğunu bildirdi.

 

Akademiye bugüne kadar Avrupa’daki 11 ülkeden 49 bilim insanının seçildiği bilgisini veren Ünal, “Bu yıl bu Akademi’ye benim seçilmemle birlikte, ülkemiz bu saygın akademide temsil edilen 12. ülke oldu. Bu benim için hem gurur hem de heyecan verici bir durum. Çünkü ülkemiz benim Akademi’ye kabul edilmemle birlikte temsil edilmeye başladı. Omuzlarıma ayrı bir sorumluluk yüklenmiş oldu. İnşallah bundan sonra da ülkemizi bu alanda daha iyi çalışmalarla temsil etmeye şevkle devam edeceğim.” ifadelerini kullandı.(merhabahaber.com)