MEVSİM GEÇİŞLERİ İLE ARTAN KRONİK YORGUNLUKLARA KARŞI BESLENME ÖNERİLERİ

MEVSİM GEÇİŞLERİ İLE ARTAN KRONİK YORGUNLUKLARA  KARŞI  BESLENME ÖNERİLERİ

Defa Life Hastanesi Diyetisyeni Esra Akkuş, Kronik yorgunluk sendromu kişinin herhangi bir hastalık şikayetinin olmadığı, 6 aydan fazla süredir devam eden sürekli yorgunluk hissine denmektedir.

 

Defa Life Hastanesi Diyetisyeni Esra Akkuş, Kronik yorgunluk; kişilerin yeterli miktarda dinlenmesine rağmen sürekli olarak kendilerini yorgun hissetmeleri, iş verimliliklerinin düşmesi, isteksizlik ve sosyal hayattan uzaklaşma, mutsuzluk gibi belirtilerle kendini gösteren psikolojik bir sorundur dedi.
Yorgunlukta kişinin uykusunu ne kadar iyi aldığı, nasıl beslendiği ve stres düzeyi önemlidir. Geçici yorgunluklar çok önemli sayılmamaktadır ancak kronik yorgunluk olduğunda bu durum mutlaka önemsenmelidir. 
Kronik yorgunluk sendromu kişinin herhangi bir hastalık şikayetinin olmadığı, 6 aydan fazla süredir devam eden sürekli yorgunluk hissine denmektedir. 
Kronik yorgunluk sendromunda; yorgunluk, halsizlik, kas ağıları sürekli uyku ve uykusuzluk hali, ayakta yorgunluk hissi görülmektedir.
Kronik yorgunluk sendromu, 20-40 yaş arası kadınlarda, erkeklerden 4 kat fazla görülmektedir.

 

KRONİK YORGUNLUK HİSSİ NEDEN OLUR ?
 

Anemi: Yorgunluğun en sık görüldüğü hastalık grubu anemidir. Çünkü oksijen taşıyan hemoglobinin eksikliği kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesine neden olur. 
Tiroit hastalıkları: Hipotiroidi başta olmak üzere tiroit hastalıkları kişinin kendisini çok yorgun hissetmesine neden olmaktadır. Yine endokrin hastalıklarından şeker hastaları da sürekli yorgundurlar. Bu insanlar kendilerini yorgun, bezgin ve güçsüz hissederler. Şeker seviyeleri yüksek olduğu zaman günlük yaşamları bile kesintiye uğrayabilir.
Kalp hastalıkları: Halsizlik, yorgunluk kalp yetmezliklerinin de en önemli belirtilerinden birisidir. Hatta kalp hastalıklarının en erken bulguları arasında yer almaktadır. İster kapak lezyonu olsun, ister kalp damar hastalıkları olsun, bunlar kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına engel oldukları için yorgunluk yaratırlar. Kişi bir kat merdiven bile çıksa yorulur, bacakları kesilir, nefessiz kalır.
Enfeksiyon hastalıkları: Vücutta çeşitli nedenlerle ortaya çıkan enfeksiyon hastalıkları da yorgunluğun sık görülen nedenlerini oluşturmaktadır. 
Metabolik hastalıklar: Böbrek yetmezliği, karaciğer yetersizliği, kalsiyum yüksekliği ve potasyum düşüklüğü gibi durumlarda da vücuttaki kan tuzları ve minerallerdeki azalmalar yorgunluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. 
Uyku bozuklukları: Uyku bozuklukları yaşam kalitesini bozan en önemli sorunlardandır. Uyku apnesi de yorgunluğun önemli sebeplerinden birisidir. Yorgunluk, tekrarlayan ve uzun süren stresin, uyku problemlerinin, depresyon ve diğer bazı psikolojik sorunların sonucunda da oluşabilir. uyuyamayan kişiler kendisini ertesi gün aşırı yorgun hissedecektir. 
Bunların yanı sıra, sağlıksız diyetler de kronik yorgunluğa sebep olan durumlardan biri olabiliyor.
Kimi diyetlerde yanlış, tek tip ve vücudun ihtiyacından az besin tüketilmesi kişinin günlük enerji ihtiyacını karşılamaya yetmediği için uzun sürede kronik yorgunluğa yol açabiliyor.
Gereğinden fazla yemek yeme
Sağlıksız ve dengesiz beslenme (rafine karbonhidrat ve hazır paket gıdaların aşırı tüketimi)
Besin emiliminin azalması
Mineral ve vitamin eksiklikleri
Yukarıda sayılan nedenlerin her biri beden için stres demektir.
Kronik yorgunluk sendromunda var olan belirtilerin başka bir hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığı anlamak için klinik bir takım muayeneler ve tahliller yapılmaktadır


KRONİK YORGUNLUKTA  BESLENME NASIL OLMALIDIR ?


Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi, kahve ve çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.
Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır, daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Her gün yapılacak en az 30 dakikalık yürüyüşler, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunması ve geliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar.
Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme bağışıklık sisteminin güçlü olması için gereklidir. Öğün atlamamaya özen gösterin. Az ve sık yiyin. Beyaz rafine edilmiş tahıllar yerine; tam buğdaylı, çavdarlı, yulaflı ve kepekli rafine edilmemiş tahılları ve besinleri tercih edin. Gün içerisinde 8-10 bardak su içmeye özen gösterin. Kızartmalardan uzak durun, bunların yerine fırında haşlama, buğulama tercih edin. Yağlı besinlerden mümkün olduğunca uzak durun. Özellikle akşam yemeklerini sebze ağırlıklı olmasına dikkat edin.
Sıcak yaz günlerinde ağır yiyecekler yerine zeytinyağlı hafif yiyecekler tercih edin
Güneş ışınlarının dik geldiği 11.00- 15.00 saatleri arasında 20 dakika boyunca güneş koruyucu olmadan güneşlenin

KRONİK YORGUNLUKLA MÜCADELEDE HANGİ BESİNLERDEN FAYDALANABİLİRİZ?


Muz: Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler ve yorgunluğa iyi gelir.
Nar: Vücudu kuvvetlendirir. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla yememelidir
Domates: Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı özelliğe sahip bir sebzedir. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz içerir.
Kuşburnu: Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir.
Yoğurt: Sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Tok tutma özelliği ile kan şekerini dengelemektedir. Bağışıklık sistemini de canlandırır.
Soğan ve Sarımsak: Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltır. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı korur.  
Ceviz, badem ve fındık: E vitamini içerirler ve antioksidan özellikleri yüksektir.
Meyan Kökü (Liquorice): Meyan kökü ekstrelerinin yorgunluk desteği olarak kullanımı çok eskidir. Böbrek üstü bezini destekler. Hipertansiyon sorunu olanların dikkatle kullanmaları gerekir.
Sarı kantaron (Hypericum perforatum): Sinir sistemini besleyerek kuvvetlendirmesi sayesinde, depresyonla mücadelede bütün dünyada çok yaygın olarak kullanılır.
 

Kronik yorgunluk sendromunun getirdiği halsizlik ve yorgunluk için hangi vitamin mineral  Takviyeleri kullanılabilir?


C,D E, B6, B12 vitaminleri ve koenzim Q10, çinko, magnezyum gibi mineraller halsizlik ve yorgunluk için kullanılan vitamin ve mineraller arasında yer almaktadır.

Eğer bu destek ürünleri ve tavsiyelere yorgunluğunuz iki hafta içinde geçmiyorsa o zaman bir hekime başvurmanızda fayda var. Kronik yorgunluk sendromu tedavisi olan bir hastalıktır.