Tarih: 12.05.2021 13:35

İnsan Sağlığı İçin En Doğru Adres Eczanelerdir

Facebook Twitter Linked-in

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı İstanbul İl Tarım Müdürü Sayın Ahmet Yavuz Karaca’ya 6 Mayıs 2021 tarihinde "Güvenli 2023 İstanbul Sohbetleri"nde Eğitim Komitesi üyesi Nurten Sırma'nın konuğu olarak katıldığı İnstagram yayınında yaptığı  “Gıda Takviyelerinin Eczanede Satılacağı Bir Dünya Yok”, “Gıda Takviyelerinin Ruhsatlandırılması Sağlık Bakanlığı'ndan Olsaydı Daha Kolay Ruhsat Alabilirlerdi”, “Ben Şahsen Eczaneden Gıda Takviyesi Almam, Aktardan Daha Rahat Alırım”, “Esas Denetimsizlik Eczanelerde Var” şeklindeki açıklamalarında eczacıları ve eczaneleri adeta güvensiz olarak göstermeye çalışmasından dolayı 12 Mayıs 2021tarihli açık mektup gönderdi.

 

Sayın Ahmet Yavuz Karaca’ya gönderilen açık mektup aşağıda bilgilerinize sunulur.

 

T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI

İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü’ne Açık Mektup !

            Sayın Ahmet Yavuz Karaca,

            06/05/2021 tarihli "Güvenli 2023 İstanbul Sohbetleri"nde Eğitim Komitesi üyesi Nurten Sırma'nın konuğu olarak katıldığınız İnstagram yayınının 49:17 ila 51:03 dakikaları arasında yaptığınız açıklamalarda yer alan “Eczacılar Odası Dezenformasyon İçindedir”, “Biz Eczaneleri Denetleyemiyoruz”, “Gıda Takviyelerinin Eczanede Satılacağı Bir Dünya Yok”, “Gıda Takviyelerinin Ruhsatlandırılması Sağlık Bakanlığı'ndan Olsaydı Daha Kolay Ruhsat Alabilirlerdi”, “Ben Şahsen Eczaneden Gıda Takviyesi Almam, Aktardan Daha Rahat Alırım”, “Esas Denetimsizlik Eczanelerde Var” şeklindeki eczacıları ve eczaneleri adeta güvensiz olarak göstermeye çalışan, yasal mevzuatla çelişkili, maddi gerçeklikten uzak ve hukuka aykırı ifadelerinizi esefle izlemiş olup, kamuoyunun ve bir sağlık meslek mensubu veteriner hekim olan şahsınızın doğru bilgilenmesi amacıyla konuyla ilgili açıklamalarımızı tarafınıza bildirme zorunluluğu hasıl olmuştur. Şöyle ki;

            Sağlıklı ve güvenilir ürün satışının en önemli göstergesi son kullanma tarihi kontrolünün yani miad kontrolünün etkin olarak yapılıp yapılmadığıdır. Öncelikle eczanelerdeki ürünlerin satışı Sağlık Bakanlığı tarafından kurulmuş olan İlaç Takip Sistemi (İTS) ve Ürün Takip Sistemi (ÜTS) aracılığıyla gerçekleşmekte ve miadı geçmiş ürün bulunması ya da satılması mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan eczaneler, 6197 Sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsat alınarak açılan birinci basamak sağlık kuruluşu olup, rutin olarak senede iki defa Sağlık Bakanlığı tarafından 56 başlık altında denetlenmekte ve miadı geçmiş ürünlerin denetlenmesi de bu rutin denetlemelerin bir konusu olmaktadır. Kaldı ki, gerek Sağlık Bakanlığı’nın gerekse Eczacı Odalarının rutin dışı denetimlerinde de miadı geçmiş ürün olup olmadığı denetlenmekte, eczanelerde ortaya çıkan miadı geçmiş ürünler ise tehlikeli (sitotoksik, sitostatik ilaçlar) ve tehlikesiz atıklar olarak 2 gruba ayrılmakta, tehlikeli atıklar 6 ay, tehlikesiz atıklar ise 12 ay geçici olarak depolanabilmekte ve geçici olarak depolanan atıklar süresi içinde imha edilmek üzere lisanslı tesislere teslim edilmektedir. Aksine davranış Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevzuatına göre çok ciddi para cezalarına tabi olup, 6197 sayılı Kanun’a göre de eczanelerin miadı geçmiş ürün satması idari ve cezai kovuşturmayı gerektiren ciddi bir suç teşkil etmektedir.

            Oysa sizin yapılmadığı için eczaneleri güvensiz olarak gördüğünüz Tarım Bakanlığı’nın 20 başlık içeren “Satış Yeri Denetleme Formu”nda miadı geçmiş ürün kontrolü hakkında bir denetleme başlığı dahi yoktur.

            Kaldı ki, söz konusu İnstagram yayınında belirttiğiniz üzere takviye edici gıdalarla ilgili olarak Müdürlüğünüzün ve Bakanlığınızın yeterli analizi yapacak bir laboratuarı bulunmadığı gibi halk sağlını tehlikeye düşüren ürünlerin tespiti Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı analiz ve denetimler sonucu ortaya çıkmaktadır.

            Dolayısıyla; “Esas Denetimsizlik Eczanelerde Var” şeklindeki ifadeniz mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun bir ifade olup, “Ben Şahsen Eczaneden Gıda Takviyesi Almam, Aktardan Daha Rahat Alırım”  şeklindeki ifadenizin hangi hukuki ya da bilimsel veriye dayandığı da izaha muhtaçtır.

            Öte yandan; genellikle farmasötik formda olan takviye edici gıdalarda sentetik ilaç etken maddeleri ile tağşişat (katıştırma) veya etikette beyan edilen formülasyon öğelerinin hiç bulunmaması veya belirtilen miktardan çok daha az bulunması gibi sorunlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. Özellikle “doğal veya bitkisel” iddiasıyla satılan bu ürün grubunda zayıflatıcı etkisi olduğu belirtilen takviye edici gıdalarda sıklıkla sibutramin ve analogları, cinsel gücü artırıcı iddiasıyla satılanlarda ise sildenafil ve türevlerine rastlanmakta, bu durum ise ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açmaktadır. Pek çok ürünün “etkinlik, güvenlik ve kalite” standartları açısından gerekli şartları taşımadığı birçok bilimsel çalışma ile gösterilmiş ve Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı analiz ve denetimler sonucu ortaya çıkmıştır.              Dolayısıyla; “Gıda Takviyelerinin Eczanede Satılacağı Bir Dünya Yok”, “Gıda Takviyelerinin Ruhsatlandırılması Sağlık Bakanlığı'ndan Olsaydı Daha Kolay Ruhsat Alabilirlerdi” şeklindeki ifadeleriniz  bilimsel veri ve hukuki dayanaktan yoksundur. Kısaca izah ettiğimiz güvenlilik ve kalite sorunun artık bir halk sağlığı sorunu haline gelmesi yüzünden biz eczacılar ve eczacı örgütleri hem ilaç formunda, ilaç gibi etkileri olan ya da ilaçlarla etkileşmesi mümkün olan bu ürünlerin sadece eczanelerde satılmasını, hem de bundan daha öncelikli olarak bu ürünlerin Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılmasını talep etmekteyiz.

            Maalesef internette bile satılan gıda takviyelerini eczanelerden almayı güvenli bulmadığınızı belirtmeniz pandemi sürecinde en ön safta mücadele eden eczacıları halkın gözünde itibarsızlaştırmaya yarayacaktır. Hasta ile eczacı arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesinin sözde şifacılara destek ve cüret sağlayacağı unutulmamalıdır.

            Sağlık okur yazarlığının düşük olduğu ülkemizde, bir sağlık meslek mensubu veteriner hekim olan şahsınızın bilimsel gerçekleri ve halk sağlığını öncüllemesi hem akademik kariyeriniz, hem de bulunduğunuz makamın sorumluluğu açısından büyük önem arz etmektedir.

            Eczaneler dışında internet, aktar ve diğer satış kanalları ile herhangi bir sağlık profesyoneline  danışılmadan satılan takviye edici gıdaların ruhsat ve denetim işlemlerinin mutlaka Sağlık Bakanlığına devredilmesi ve sadece eczacı danışmanlığında birinci basamak sağlık sunucusu olan eczaneler aracılığıyla satışına izin verilmesinin toplum sağlığı açısından hayati önemi haiz olduğunu bir kez daha önemle bilgilerinize sunar, gerçeği yansıtmayan ve ülkemizde büyük bir özveri ile faaliyet gösteren binlerce eczacıyı rencide eden ifadelerinizin düzeltilmesini üyelerimiz adına talep ederim. 

Ecz. Nurten SAYDAN

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —