SANKO Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Meltem Demirci, gıda zehirlenmelerinin; toplum sağlığını tehdit eden, önlenebilir ancak ihmal edildiğinde ciddi sonuçlar doğurabilen önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi.
Uzm. Diyetisyen Demirci, “Gıda zehirlenmesi; bakteri, virüs, parazit veya toksin içeren besinlerin tüketilmesi sonucu gelişen ve çoğunlukla sindirim sistemini etkileyen klinik bir tablodur” dedi.
Gıda zehirlenmesi belirtilerinin hafif olabileceği gibi, bazı durumlarda tıbbi müdahale gerektirecek düzeyde olabileceğine ve risk gruplarında belirtilerin daha hızlı ortaya çıkarak şiddetli seyredebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Demirci, en sık rastlanan belirtileri şöyle sıraladı:
“- Bulantı - kusma,
- İshal,
- Karın ağrısı - kramp,
- Halsizlik ve baş dönmesi,
- Ateş,
- İştahsızlık,
- Dehidratasyon bulguları (Ağız kuruluğu, susuzluk hissi).”
NEDENLERİ
Uzm. Dr. Demirci, gıda zehirlenmelerinin ortaya çıkmasında en sık karşılaşılan nedenleri şu şekilde özetledi:
“- Yeterli ısıda pişirilmemiş et, tavuk ve yumurta ürünleri.
- Soğuk zinciri bozulmuş veya uygun koşullarda saklanmamış süt ve süt ürünleri.
- Yeterince temizlenmemiş sebze ve meyveler.
- Hijyen kurallarına uyulmadan hazırlanan veya servis edilen besinler.
- Pişmiş yemeklerin uzun süre oda sıcaklığında bekletilmesi.”
Bu faktörlerin, mikroorganizmaların çoğalmasına ve besinlerin tüketim açısından riskli hale gelmesine neden olabileceğini kaydeden Uzm. Diyetisyen Demirci, şöyle devam etti:
“Özellikle çocuklar, yaşlı bireyler, hamileler ve kronik hastalığı bulunan kişiler gıda kaynaklı enfeksiyonlara karşı daha hassastırlar. Sağlıklı beslenmenin temelini oluşturan gıda güvenliği yalnızca üretim ve dağıtım süreçleriyle sınırlı olmayıp, ev ortamındaki mutfak uygulamaları da belirleyici rol oynamaktadır.”
GIDA GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN TEMEL ÖNLEMLER
“Evde uygulayabilecek basit ancak etkili önlemlerle gıda zehirlenmeleri büyük ölçüde önlenebilir” diyen Uzm. Diyetisyen Demirci, bu önlemlerle ilgili şu bilgileri paylaştı:
“- El hijyeni sağlanmalıdır: Yemek hazırlığı öncesinde ve sonrasında, çiğ gıdalarla temasın ardından en az 20 saniye eller sabun ve su ile yıkanmalıdır.
- Çiğ ve pişmiş besinler ayrılmalıdır: Çiğ et, balık ve tavuk ürünleri diğer gıdalarla temas etmeyecek şekilde muhafaza edilmeli; mümkünse ayrı kesme tahtaları ve ekipmanlar kullanılmalıdır.
- Yeterli pişirme uygulanmalıdır: Özellikle hayvansal kaynaklı besinlerde iç sıcaklığın güvenli düzeye ulaşması sağlanmalıdır.
- Uygun saklama koşulları sağlanmalıdır: Pişmiş yemekler oda sıcaklığında en fazla 2 saat bekletilmeli, uygun kaplarda buzdolabında saklanmalıdır.
- Sebze ve meyve temizliği ihmal edilmemelidir: Akan suda bol suyla yıkanmalı, gerek görüldüğünde uygun dezenfeksiyon yöntemleri kullanılmalıdır.”
Gıda zehirlenmelerinin büyük bir bölümünün doğru hijyen uygulamaları, uygun pişirme teknikleri ve doğru saklama koşulları ile önlenebileceğini anımsatan Uzm. Diyetisyen Demirci, “Gıda güvenliği bilincinin kazandırılması, bireysel sağlığın korunmasının yanı sıra toplum sağlığının sürdürülebilirliği açısından da temel bir gerekliliktir” diye konuştu.
