Tarih: 12.01.2023 15:56

Gaziantep'te "Dezenformasyonla Nasıl Mücadele Edilir" paneli düzenlendi

Facebook Twitter Linked-in

 

Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen panelin açılışında konuşan İletişim Başkanlığı Gaziantep Bölge Müdürü Mücahit Taşkın, dezenformasyonun çağın bir hastalığı olduğunu söyledi.

İletişim Başkanlığı tarafından Türkiye'nin çeşitli illerinde dezenformasyonla mücadeleyle ilgili çeşitli programlar düzenlendiğini belirten Taşkın, şunları kaydetti:

"Hakkaniyetin temsilcileri olan gazeteciler ve medya mensupları sağlıklı ve güvenilir haberlerle demokrasiyi güçlendirmektedir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği Türkiye Yüzyılı iletişimin de yüzyılı olacaktır. İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun'un öncülüğünde Türkiye markasını güçlendirmek adına yola çıktı İletişim Başkanlığı. Türkiye iletişim modelini hep birlikte inşa edeceğiz. Türkiye markası çok kıymetli ve önemlidir. Yeni yüzyıl sizlerle Türkiye Yüzyılı olacaktır. Demokrasinin önemli tutumlarından birinin de özgür, güçlü ve çok sesli, nitelikli ve hakkaniyetli bir medya olduğunu işaret eden Sayın Fahrettin Altun, bu bağlamda dezenformasyonla mücadele merkezi kurarak hayata geçirmiştir."

Medya Derneği Başkanı ve Takvim gazetesi köşe yazarı Ekrem Kızıltaş, Türkiye'nin dünyadaki konumundan bahsederek, "Dezenformasyon bütün ülkeler için problem oldu artık. Her ülkenin kendine göre bir derdi var. Tahmin ediyorum Türkiye açısından bu sorun biraz daha fazla. Dünya üzerinde bulunduğumuz yer dolayısıyla Türkiye'yi Türkiyelilere bırakmak istemeyenlerin olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Köksalan, dijital ve sosyal medyanın öne çıkmasıyla beraber dezenformasyonun sıkça tartışılır hale geldiğini söyledi.

Panelde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş, TRT Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Göksu ve Daily Sabah Genel Yayın Koordinatörü Mehmet Çelik de konuşma yaptı.

Programa, gazeteciler, kurumların halkla ilişkiler ve medya bölümü sorumluları ile iletişim fakültesi dekanları katıldı.

 

 

Bakan Bozdağ: ‘Dezenformasyon yasası çok haksızlığa uğrayan bir yasa’

 

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, medya kurumlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Bakanlık ve bakanlığın çalışmaları hakkında bilgi veren Bakan Bozdağ, daha sonra soruları yanıtladı. Sezgin Baran Korkmaz davası ile ilgili konuşan Bakan Bozdağ, “Sezgin Baran Korkmaz’la ilgili iade talepleri var. Bildiğiniz gibi şu anda bize Sezgin Baran Korkmaz’ın iadesi yönünde bir karar yok. Daha önce bir başka ülkede hem Türkiye’ye hem ABD’ye iadesi yönünde karar çıkınca onlar ABD’ye iadesi yönünde karar aldılar. Ama Türkiye’ye henüz iadesi konusunda bir gelişme yok. Türkiye olarak biz takip ediyoruz. Türkiye’ye iadesi sağlandıktan sonra da yasal süreç kaldığı yerden elbette devam edecektir” ifadelerini kullandı.

 

“Dezenformasyon yasası çok haksızlığa uğrayan bir yasa”

Dezenformasyon yasasının çarpıtılarak kamuoyuna yanlış lanse edildiğini söyleyen Bozdağ, “Dezenformasyon yasası çok haksızlığa uğrayan bir yasa. Sanki öyle bir dezenformasyona uğradı ki çıkış sürecinde herkese bu yasa uygulanacakmış gibi. Halbuki dezenformasyon yasasına baktığınız zaman ne diyor? İşte kamu güvenliği, genel sağlık, ülkenin iç ve dış yararları. Bunlarla ilgili bir bilgiyi ama yalan, gerçek dışı bir birliği aleni bir şekilde, bir de kamu barışını bozmaya elverişli olacak tarzda yaymak. Şimdi bir de özel kast; sırf bu maksatla yani ülkenin iç ve dış güvenliğiyle ilgili bir bilgi ve kamu düzeniyle ilgili bir bilgi, genel sağlıkla ilgili bir bilgi değil mi Niyazi Bey? Burada üçü özel kast. Burada yalan olan bir şeyi doğruymuş gibi millete aleni bir şekilde anlatacak. Amacı da kamu barışını bozmak ve bu anlatım da kamu barışını bozmaya elverişli hale gelecek. Yani bu suçun unsurları itibarıyla oluşması o kadar zor şartlara bağlanmış ki. Yani öyle bir kişi bir yazı yazdı kamu barışını bozdu denemez, o yüzden de buradan böyle beklenti yükselttiler ‘herkese soruşturma açılacak, şu olacak bu olacak.’ Ama ben buradan fazla bir soruşturma çıkacağı kanaatinde değilim” diye konuştu.

 

Cezasızlık algısının ortadan kalkması için çalışma yürüttüklerini söyleyen Bakan Bozdağ şunları kaydetti:

“Ceza miktarı düşük olan suçlarda farklı bir yöntem belirledik. Çünkü miktar çok düşük. Şu anda diyelim hakaret suçunun cezası var ama yatarı yok, yani çok az. Diyelim ki kamu görevlisi olduğu zaman çok az, başka suçlar da var böyle. Şu ana kadar bizim infaz sistemimizde bir bölü iki infaz normal adil suçlarda. Bir bölü iki olduğuna göre iki yılın infazı yok. Yani cezasını alıyor. Sadece cezaevine giriyor çıkıyor. İki yıl üzerinde olduğunda da o da gene çok düşük bir şey oluyor. Ve bizim gördüğümüz şey de şu: Cezası düşük suçlar işlendiğinde caydırıcı bir yaptırımla karşılanmadığında daha nitelikli bir suçla karşı karşıya kalınıyor. Örneklendirmek gerekirse bir kadına karşı tehdit. Üç ayın yatarı falan yok, tutuklama yasağı da var. Tutuklaması da yok. Şikayet ettiğiyle kalıyor. Üç ay mı? Altı ay. Altı aydan iki yıla kalır. Yani altı ay sayalım. Yatarı yok. Tutuklama yasağı kapsamında iki yılın altında tutuklamak yasak. Şimdi kadın ne yapıyor? Şikayet ettiğiyle kalıyor. Bu sefer öbürünün öfkesi artıyor, geliyor darba, darpta da böyle itekleme diyelim basit bir müdahaleyle tedavi gibi bir şeyse onun da cezası çok düşük. Onun cezasını biraz artırdık alt sınırını ama şu anda ne kadar basit yaralama cezası; dört ay. Diyelim ki basit bir yaralama gibi oluyor ama bayağı bir şiddet uyguluyor. Orada da tutuklama yok, orada da bir ceza yok. Bakıyor, tehdit etti yok, darp yaptı yok. Ondan sonra gidiyor, daha büyüğünü işlemeye cüret ediyor. O yüzden biz Batı uygulamalarına da baktık. İngiltere’de, Hollanda’da ve başlıca ülkelerde de benzer uygulamalar var. Bazı suçları ille hapisle karşılamak yerine başka yaptırımlarla karşılamak, küçük cezalı, az cezalı suçları başka yaptırımlarla karşılamak ama infazı deliksiz yapmak. Yani tam infaz. Üç ay alıyorsa üç ay infaz.”

 

“Yani cezasız bir suç kalmayacak ama hapis cezası gereken suçlar nitelikli suçlar olacak” diyen Bakan Bozdağ, “Diğer ülkelerde basit ceza gerektiren suçlara hapis cezası dışında yaptırım olmasının diğer suçların işlenmesini ciddi oranda azalttığını görüyoruz. Bunun tabii yargılaması da öyle aylarca olmayacak. İstinaf da bitecek. Vatandaş tehditle karşı karşıya kaldığında tehdit edenin yaptırımı sıcağı sıcağına kesinleşmiş mahkeme kararıyla görebileceği şekilde seri, basit veya daha farklı bir usulle biz bunu usul açısından bağlayacağız. Hakaret de bu açıdan değerlendirilecek konulardan biri ve diğer bazı suçlar da bu açıdan değerlendirilecek” diye konuştu.

 

“Soruşturma delille işler”

Sosyal medyada ‘gözaltına alındı, sonra serbest bırakıldı’ tarzında çıkan haberlere ilişkin Bakan Bozdağ, “Soruşturma süreçleriyle ilgili şunu söylemekte fayda var. Soruşturma delille işler. Şimdi siz herhangi biriyle ilgili cinsel taciz ya da cinsel saldırı iddiasında bulunuyorsunuz. O zaman soruşturma makamı size deliliniz ne diye soruyor. Şimdi iddia varsa onu teyit eden delil yoksa, karşı tarafta bunu reddediyorsa savcı ne yapacak? İki tane iddia var, biri diyor yaptı, öbürü diyor yapmadı. Böyle bir durumda savcı ne yapıyor? Elinde bir delil olmadığı için ona göre bir tedbir kararı talep ediyorsa adli kontrol verebilir. Veyahut da başka bir şey düşünür, ama daha sonra kolluk savcı şikayet üzerine orada kalmıyor. Sonra bunu kolluğa havale ediyor. Şikayeti araştırılıyor. Aile de savcılığa yeni deliller sunuyor. Gerekirse hekime, adli tıpa gönderimler yapılıyor. Sonra delilleri topluyor. Delilleri topladığında bakıyor ki daha doğru, o zaman da gereğini yapıyor. Yani burada bırakılması veya bir mağdurun korunmaması değil. Delil durumuyla alakalı. Dosyada delil yoksa savcının yapabileceği bir şey yok. Savcı delille bağlı. Ama çocuklara ilişkin şimdi yeni düzenlemelerde bizim bildiğimiz kadarıyla tedbir kararları alabiliyor, verebiliyor” diye konuştu.

 

“Bazı olaylar üzerinden hassasiyet yokmuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor”

Özellikle çocuklara yönelik davalarda savcıların hassas davrandığının altını çizen Bakan Bozdağ, “Adli görüşme odalarımız var. Bir de çocuk izleme merkezleri var. Orada çocukların ifadesi alınıyor. O ifadede de çocuk beyanına itibar ediyor, anneninki iddia oluyor. Onun durumuna göre bakıp karar veriyor. Ama biz tek tek olayları değerlendirirsek hata ederiz. Somut olaya göre bakmak lazım. Savcılarımız, hakimlerimiz bu konuda emin olun en az buradaki yer kadar duyarlı ve hassasiyet gösteriyor. Yani dosyada delil varsa, iddiada şüphe bile varsa ona göre davranıyorlar ve genelde aleyhte bu konuları değerlendiriyorlar. Bu konuda hassasiyetin yüksek olduğunu bilmenizi isterim. Yani münferit bazı olaylar üzerinden hassasiyet yokmuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu doğru değil. Rakamlar ortada. Tabii bu konudaki rakamları kamuoyuyla fazla paylaşmadık ama rakamlar maalesef iyi değil. 2021 yılı 54,8 memnuniyet adalet hizmetlerinde. Orta diyenler 10.0, memnun değilim diyenler 11,2, fikri yok diyenler 24. 2021 yılı bu TÜİK’in verileri. 2022 yılı henüz yayınlanmadığı için paylaşamıyorum” dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —