Fadıloğlu, Gaziantep ağzı kitabı ile ilgili 3 önemli eseri tanıttı

Fadıloğlu, Gaziantep ağzı kitabı ile ilgili 3 önemli eseri tanıttı

Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Ömer Asım Aksoy tarafından kaleme alınan 'Gaziantep Ağzı' adı altında 3 ciltten oluşan eserlerin tanıtımını gerçekleştirdi.

Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Ömer Asım Aksoy tarafından kaleme alınan ‘Gaziantep Ağzı’ adı altında 3 ciltten oluşan eserlerin tanıtımını gerçekleştirdi.

 

Şehitkamil Belediyesi tarafından ‘Kültür Yayınları 100. Serisi’ kapsamında gerçekleştirilen kitap lansmanı, Şehitkamil Sanat Merkezi’nde (ŞSM) geniş katılımlı basın toplantısı ile gerçekleştirildi. Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu öncülüğünde yapılan kitap tanıtım toplantısında Ömer Asım Aksoy tarafından yazılan ve toplam 3 ciltten oluşan ‘Gaziantep Ağzı’ eserinin tanıtımı yapıldı.

 

 

“Gelecek nesillere aktarmamız açısından gerçekten çok önemliydi”

Kitap tanıtım programında konuşan ve yayımlanan eserin önemine vurgu yapan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, “Şehitkamil Belediyesi olarak kültür hayatına daha önce yayınlanmış olan bir eserin yeni şekliyle piyasaya sunmasına destek veren tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Gaziantep Ağzı rahmetli Ömer Asım Aksoy’un yıllar önce hayata geçirmiş olduğu bir eserdir. Fakat uzun yıllardır basımı yapılmıyordu. 3 ciltten oluşan bu eser özellikle gramer olarak da diğer taraftan halk arasındaki deyimler, atasözleri beddualar, dualar bunlara yönelik yapılmış bir çalışmaydı. Benim ilkokul çağlarında dedemden intikal eden anneannemde kalan bu eserin orjinalini imzalayarak dedeme vermişler Ömer Asım Aksoy bey tarafından. Oradan bir cildi elime geçmişti. Çocukluktan buna yatkınlığım vardı. Şuanda çok fazla Antep ağzına yatkınlığı olan birisiyim. Bunu da yaşatmak istiyorum. Bu noktada bizden sonraki nesillere aktarılabilmesi adına bu kitabın mirasçılarıyla bir araya geldik. Telif haklarıyla ilgili durumlar çözüldükten sonra bu kitabın yayınlanmasını biz üstlendik. Bunu ne kadar yayınlayıp çoğaltırsak Antep ağzı daha çok yayılacak. Bu kitaplara dijital ortamlarda ulaşma imkanı var. Ben, kitabın yayımlanmasında emeği olan başta Aksoy ailesi olmak üzere, emek veren herkese yürekten teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

 

Gaziantep ağzı

Üç cilt olarak yayımlanan Gaziantep Ağzı isimli eserde, Gaziantep ağzı türlü yönlerden incelenmektedir. Birinci ciltte Gaziantep Ağzının Grameri, Başka Diller ve Ağızlarla İlgisi, Halk Ağzından Alınmış Parçalar vardır. İkinci ciltte; Kalıplaşmış Sözler üzerine bazı düşünceler ve incelemelerle Gaziantep ağzındaki deyimler, meşhur sözler, atasözleri, dualar, beddualar bulunmakta ve bunlar açıklanmaktadır. Üçüncü cilt; Gaziantep ağzında bulunup, genel dilde kullanılmayan kelimelerin sözlüğüdür.

 

 

Ömer Asım Aksoy’un Yaşamöyküsü

 

Ömer Asım Aksoy, 5 Nisan 1898’de Gaziantep’te doğdu. 1908’de ilkokulu, 1911’de “rüştiye”yi (ortaokulu), 1916’da “idadi”yi (liseyi) bu kentte bitirdi. 1917’de Halep “Posta ve Telgraf Başmüdürlüğü”nde “kâtip” olarak çalıştı. 1919’da Gaziantep’e döndü, bir yandan posta telgraf memurluğu, bir yandan da Ticaret İdadisinde Türkçe dersi verdi. 1920’de Tıp Fakültesine başladı; ama Anteplilerin Fransız işgaline karşı başlattıkları direnişe tepkisiz kalmadı, okulunu bırakıp Antep savunmasına katıldı. Hem ülkesi için savaştı, hem de Tıbbiyede kısa sürede öğrendikleriyle direnişçi kahramanlara yardım etti.

 

1921’de ailece Maraş’a göçtüler, bu göçmenlik çok sürmedi; 1922’de Antep’e döndü. 1922-25 arasında Gaziantep Lisesi’yle Amerikan Kolejinde Türkçe, Darülhilafe Medresesinde de matematik öğretmenliği yaptı. Bu sırada Maarifi İslamiye Cemiyetinde yönetim kurulu üyeliği, Halk Mektebinde yöneticilik, Muallimler Cemiyetinde başkanlık, Gazisancak ve Halk Dili gazetelerinin başyazarlık, Türkocağında il genel yazmanlığı gibi görevler üstlendi.

 

1925’te, kendisi gibi Gaziantepli olan Beşire Hanımla evlendi. Aynı yıl Hukuk Fakültesine kaydoldu. 1928-31 arasında Nizip Cumhuriyet Savcısı olarak çalıştı, sonra 1931’de Gaziantep’e dönüp avukatlık yapmaya başladı. 1935’e dek Antep Lisesinde Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği, Halkevi ve Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı gibi birçok görevi aynı anda sürdürdü. Bu görevler onu, 1935’te Gaziantep Milletvekili olarak Ankara’ya, TBMM’ye taşıdı.

 

1941’de Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun yönetim kurulu üyesi oldu. Dille, özellikle halk ağızlarındaki sözcükler, deyimler ve atasözleriyle ilgilenmesi, ortaokul öğrencisi olduğu günlere dek uzanıyordu. 1941-1976 arasında Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu Başkanı olarak neredeyse yirmi dört saat çalıştı ve onun öncülüğünde ekin dünyamızın temel taşları olan Türkiye’de Halk Ağzından Söz DerlemeSözlüğü (12 cilt) ile Tarama Sözlüğü (8 cilt) ortaya çıktı. Hem öğretmen kimliğiyle hem de Türk Dil Kurumu’ndaki çalışmalarıyla onlarca gencin, Dil Devrimcisinin başöğretmeni, ustası oldu.

 

Milletvekilliği, 1950’de Demokrat Partinin seçimi kazanmasıyla bitti, bundan sonra tüm zamanını TDK’ye, Dil Devrimi yolundaki savaşıma ve yazmaya ayırdı. Bir kez yurtdışına çıktı, Türk Dil Devrimini ve bu yolda kazanılan başarıları anlatmak için 1971’de Macaristan’a gitti. 1963-76 arasında, kol başkanlığının yanı sıra, Türk Dil Kurumu’nun Genel Yazmanı idi. TDK’den ayrılınca evinde çalışmaya başladı. 1983’ten sonra oluşturulan resmi TDK’nin yayımladığı “İmla Kılavuzu” ile Türkçe Sözlük’ün tüm yanlışlarını birer birer ortaya çıkardı ve yayımladı. Toplumu, eğitimcileri uyardı. Hem resmi TDK’den, hem de bu yapıtları eğitim kurumlarına sokan yetkililerden yanıt bekledi. Bunun üzerine bütün basın yayın organlarına Türkçe Sözlük’teki yanlışların sergilendiği yazısıyla birlikte şu mektubu gönderdi:

 

“Resmi niteliği bulunan yeni baskı Türkçe Sözlük’teki yüzlerce yanlışın düzeltilmesi için dört yıldan beri ilgililerin dikkatini çekmeye çalışıyorum. Benim yanıldığım sanılıyorsa bunun bildirilmesini de diliyorum. Ne yanlışlıklar savunuluyor, ne de bir düzeltme girişimi görülüyor.

 

Son çareyi, basınımızın ve değerli yazarlarımızın ilgilenmesinde görerek size, bu çok önemli konuyu özetleyen bir yazı sunuyorum. İçten saygılarımla. 15. 3. 1993”

 

Ömer Asım Aksoy’un belgelediği yanlışlar, aradan geçen bunca zamanda tümüyle düzeltilmiş değildir. Ancak o, ölümüne dek kalemi elinden bırakmamış, Atatürk’ün kurumuna ve kalıtına yapılan haksızlığın bir gün düzeltileceğine ilişkin umudunu da hiç yitirmemiştir.

 

İlerlemiş yaşına karşın Dil Derneği’nin, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin üyesi oldu; 1988’de Dil Derneği’nin 1992’de de Edebiyatçılar Derneği’nin onur üyesi olarak ödüllendirildi.

 

Biri kız, üçü erkek dört çocuk babası olan Ömer Asım Aksoy, 30 Ekim 1993’te, 95 yaşında yaşamını yitirdi. Kimisi pek çok kez basılan 60’a yakın kitap, onlarca makale yazdı. Arkasında neredeyse her aşaması savaşımla geçen onurlu, ödünsüz bir yaşam, koskoca bir kitaplık ve tüm Atatürkçüleri gönendirecek anılar bıraktı. (Çağdaş Türk Dili dergisinin, Ocak 1994 sayısı Ömer Asım Aksoy’a ayrılmış, ustanın kendisini ve yapıtlarını tanıtan el yazısı bu sayıya konmuştur.)

 

Ömer Asım Aksoy’un, Derleme ve Tarama Sözlükleri gibi dev yapıtların dışında, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (TDK baskısı üç cilttir), Özleştirme Durdurulamaz, Dil Yanlışları, Dil Yazıları, Dil Gerçeği gibi Dil Devrimini anlatan yapıtları, sonsuza dek başucu kaynağı olmayı sürdürecektir.

 

Ömer Asım Aksoy’un çocukları, ustanın düşüncesini, yapıtlarını geleceğe aktarmak için Dil Derneği ile birlikte 1994’te bir ödül oluşturdular, ödül 1995’ten sonra sahiplerini buldu.(dildernegi.org.tr)